17 Nisan 2017 Pazartesi

Mevsim Geçişleri ve Geçmeyen Yorgunluk

Nisan 17, 2017

Bahar, benim en sevdiğim mevsim. Neden mi çünkü ne çok sıcak ve bunaltıcı ne de çok soğuk ve karanlık. Her şeyin tam ortası. Her tarafta açan çiçekler, uçan kelebekler. Güneş kendini tatlı tatlı gösteriyor akşamına da yağmur yağıyor. Her türlü hava koşulunu bir arada yaşadığımız bir dönemdeyiz.

Ben yılın bu dönemini çok seviyorum ama bir de bahar yorgunluğu denen bir şey var. Dedim ya hem sıcağı hem soğuğu, hem güneşi hem yağmuru bir arada görüyoruz bu aralar. Aslında vücudumuz muhteşem bir organizasyon içinde yazın sıcak havaya kışın da soğuk havaya hızla uyum sağlar. Ama yılın bu dönemi her iki durumu bir arada yaşattığından vücuda uyum sağlama fırsatı vermiyor. Gariban vücudumuz da illa ayak uydurmak için çabalıyor ve sonuç; halk arasındaki adıyla Mevsim Çarpması !

Şimdi kendimden biliyorum bahar sözcüğünü duymak bile bütün güzelliğine rağmen enerjimi bir anda bitiriyor. Eminim siz de benim gibi mevsim geçişlerinden nefret edenlerdensiniz. 

"E tamam da Furkan Bey oğlum baharı pas geçip yaza atlayamıyoruz ki. Ne yapacağız öyleyse ?" 

Cevap çok basit: EG-ZER-SİZ !!!

Şimdi bu kronik yorgunluğu atlatmanın en kolay yolu biraz spor yapmak. Diyeceksiniz ki "Zaten canım sıkkın, huysuz ve aksi bir dönemdeyim, kolumu kıpırdatacak enerjim yok bir de spor mu yapayım bu halde?" Cevap veriyorum; kesinlikle bu halde olduğumuz için egzersiz yapacağız zaten. Niye biliyor musunuz, çünkü her şeyden önce vücudumuz hareket halinde olmaya programlıdır. Eğer canım sıkkın, hava kötü, yeni bir dizi başladı diyerek hareketsiz kalmaya yönelirseniz vücut hareketsiz yaşama karşı bir tepki gösterip bir çok farklı belirti ile sizi uyarmaya çalışır. Bu belirtilerin bazıları yorgunluk, depresif duygu bozukluğu, hareketle baş dönmeleri, az eforla bile nefes darlığı olabilir.

Bu kronik yorgunluğun en baştaki sebebi zaten hareketsiz kalma olduğuna göre egzersiz yapmaya başlamak bu olumsuz gidişi tersine çevirmenin ilk adımı aslında. Ayrıca egzersiz sayesinde vücutta salgılanan birtakım hormonlar hem ağrı kesici hem de mutluluk verici işlev görürler. Böylelikle hem yorgunluğumuzu ve kaslardan kaynaklı ağrılarımızı geçirir hem de mutsuz ruh halimizden kurtuluruz. Tabi egzersizin bir de kas metabolizmasını düzenleme görevi var ki belki de en hayati işlevi burda ortaya çıkıyor. Stresten ve günlük işlerin koşturmacasından gerilip kaskatı kesilen kaslarımız, hücrelerinde biriken bazı zararlı maddeleri uzaklaştırmakta zorluk çekerler. Egzersiz yaptığınızda ise kaslara olan kan akımını artırarak bu zararlı maddelerin uzaklaştırılmasını sağlarsınız.

Tamam kasları rahatlattık, ruh halimiz artık daha iyi peki her şey tamam mı? Tabi ki bunları yaparken düzenli ve dengeli beslenmenin şart olduğunu hatırlatmadan geçmemek gerek. Yediklerinize dikkat etmek hem fiziksel hem de ruhsal sağlığınız için oldukça önemli.

"Tamam canım sadece spor yaparak rahatlayacaksam ben bu tedaviye uyarım, bu çok kolay :)" 

Evet sadece spor yaparak kronik yorgunluğunuzdan kurtulmak çok kolay ama nasıl bir spor programı uygulayacağız? Burada ilk söyleyeceğim şey egzersiz de aynı doktorunuzun yazdığı reçete gibi size özeldir. Nasıl bende tansiyon var diye komşumuzun tansiyon ilacını kafamıza göre kullanmıyorsak egzersizi de kafamıza göre yapmamalıyız. Neden biliyormusunuz, çünkü uygun egzersiz programı bir çok farklı uygulamayı içerir (kuvvetlendirmeler, germeler, aerobik, solunum kasları vs.). Bu nedenle de iyi bir egzersiz programının oluşturulabilmesi için sizin önce bir Fizyoterapist tarafından değerlendirilmeniz gereklidir. Çünkü spor adı altında başkalarından duyulan ya da spor salonundaki antrenör tarafından verilen programı uygulamak iyi hissetmek isterken sakatlanmanıza bile neden olabilir.Bu yüzden;

Unutmayın, Sağlığınız İçin Mutlaka Bir Fizyoterapiste Danışın !!!

0 yorum:

Yorum Gönder